Uzun zamandır yazmadım buraya, yazmak hiç içimden gelmedi. Ne kadar haberdarsanız ya da ne kadar önemsediniz bilmiyorum ama bu son iki hafta zor geçti. Ben İzmirde yaşıyorum ve geçtiğimiz hafta pek bi karışıktı buralar. Yaşadıklarımı anlatmama imkan yok sizlere, zaten kozmetik blogunda siyaset konuşmak bana çok mantıklı gelmiyor ama bir sefere mahsus yazmaya karar verdim. Zaten olabildiğince apolitik bir yazı olacak bu.
Gezi Parkı olayları başladığında en çok şaşırdığım şey siyasetle uzaktan yakından ilgisi olmayan, hiçbir partiyi desteklemeyen arkadaşlarımın bile bu düzene karşı çıkmaya çalışması oldu.
90 nesli görebileceğiniz en apolitik nesildir. Bunun sebebi ise çoğunlukla 68 kuşağının çocukları olmamızdır. Ailelerimiz gençken bir değil iki darbe gördüğü için, ideoloji uğruna fidanların asıldığı ya da mezhepleri farklı diye insanların yakıldığı bir dönemde büyüdükleri için çocuklarını korumak amaçlı olsa gerek politikadan uzak yetiştirdiler.
Okuduğum bölüm sebebiyle 3 senedir kendimce bazı fikirler edindim, tarihe meraklı olduğum için bol bol okudum araştırdım.
Bu iki hafta bana şunu öğretti ki biz aslında bir ağaçmışız. Bazı dallar birbirine çok uzak, belki birleşmemiz imkansız ama kökümüz bir.
Birde söylemek istediğim son şey bu direniş sayesinde öyle duvar yazıları gördüm ki, işte dedim işte ya mizah dediğin böyle zamanlar için lazım. Sizlerle en sevdiğim birkaçını paylaşmak istiyorum.
Fotoğrafları Facebookta Direniş Duvarlarda isimli gruptan aldım. Daha bir sürü var fakat bazıları küfürlü bazıları da yanlı olduğu için buraya koymak istemedim. İsterseniz siz girip inceleyebilirsiniz.
Geçirdiğimiz bu zor günleri anlayan ya da anlamaya gayret gösteren herkese teşekkür ediyorum.
'Gezi Parkı bir bahane değildir, Gezi Parkı bir SEMBOLDÜR.' diyerek yazımı sonlandırmak istiyorum.
Sevgiler
Aslı
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder